Starcaz.com

Etsy ‘de her dolandığımda yeni bir şey keşfetmek mümkün. Örneğin Hotscones ejderha görünümlü eldivenler örmüş herkese, 30$ civarı bir fiyata Etsy ‘den temin edebilirsiniz. Daenerys Targaryene güzel bir hediye olabilirmiş…

Dünya Sanat tarihine altın harflerle adını yazdırmış ressamların çizgilerini tanımak için sanat tarihi okumaya gerek yok. Bineal’in ne olduğunu bilmem, sanat galerisinin önünden geçerken ise adımlarımı hızlandırıyorum deseniz de en azından “hava olsun” diye Monet ‘nin gelinciklerini veya Salvador Dali ‘nin eriyen saatlerini tanımaya çalışın derim. Bir gün bir yerde karşınıza çıkar ve şaşkın bakışlar arasında “Bu çizgileri her yerde tanırım, Van Gogh ‘un fırçası çok belirgin!” diye ahkam kesmek gününüzü kurtarabilir. Çok ütopik olmaya gerek olmasa da oitheblog yardımınıza koşmuş ve “hangi ressam nasıl tanırım” diye çok hoş bir çalışmaya el atmış. Biraz göz gezdirin, ilginizi çekecektir…

(oitheblog dan)

Devamını oku…

Yok artık ama… yazık gerçekten…

Tahta küplerin içerisine yerleştirilmiş kuvvetli mıknatıslar sayesinde havada duruyormuş hissi veren bir masa. Shut up and take my money…

“The Float Table is a matrix of “magnetized” wooden cubes that levitate with respect to one another. The repelling cubes are held in equilibrium by a system of tensile steel cables.
It’s classical physics applied to modern design. Each handcrafted table is precisely tuned to seem rigid and stable, yet a touch reveals the secret to Float’s dynamic character.”

Yaratıcılığın sınırı yok diye boşuna demiyorlar. Böyle özgeçmiş olur mu yahu?
Bir insan CV ‘sini interaktif bir websitesi haline getirebilmek için çok mu çaresiz olmalı yoksa tüm dünyaya adını duyurabilmek ve tüm yeteneklerini aynı anda gösterebilmenin en kısa yolunu mu bulmuş oluyor… Sitesine gidin, aşağı ok’a basılı tutun, imrenin !

“İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı / Önce hafiften bir rüzgar esiyor; / Yavaş yavaş sallanıyor / Yapraklar, ağaçlarda; / Uzaklarda, çok uzaklarda, / Sucuların hiç durmayan çıngırakları / İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.” diyor Orhan Veli.

Charles Dickens Londrayı, Dostoyevski Petersburgu, James Joyce da Dublini yazmıştır; Brandon ise Humans of New York Projesinde New Yorkun insanlarını yazmayı görev edinmiş kendisine. 2010 yılında aklında daha farklı bir proje ile yola çıkmış olan Brandon zaman içerisinde HONY de bir fotoğraf ve altında küçük bir alıntı ile o kişinin belki bir düşüncesini, selamını veya enteresan bir hikayesini paylaşarak Dünyaca üne kavuşan bir bloga sahip olmayı başarmıştır.

Devamını oku…

How Gordon Ramsay wants you to cook the perfect Steak…